Aydınlarını bizim kadar seven ve aydınlarından bizim kadar nefret eden başka bir ülke var mı bilmiyorum. Aydınlarımızdan nefret ediyoruz; çünkü bize doğruyu söyleyip yanlışımızı gösteriyorlar, yaşam biçimimizi değiştirmeye kalkışıyorlar ve onlara kızıyoruz. Kızmak ne kelime; elimizden geldiği kadar ömürlerini kısaltmaya çabalıyoruz. Biraz mahkeme, biraz hapis, o da olmazsa başka bir yol... Çok mu abarttım; birkaç kendini bilmezin kışkırtmasıyla 37 aydınımızı diri diri yakmadık mı yakın geçmişte, hem de Cumhuriyet düşüncesi meşalesinin en çok parladığı Sivas'ta? Aziz Nesin'e kızıp onu da yakmaya, "vatan haini" ilan etmeye kalkmadık mı? Kimi vatanseverler Nazım Hikmet'i "vatan haini" ilan edip onu Rusya'da ölüme mahkum etmedi mi? Hüseyin Rahmi Gürpınar'ı İstiklal Mahkemeleri'nde süründürmedik mi? Aynı akıbete uğrattığımız Halikarnas Balıkçısı'nı mahkeme kararlarıyla dönemin kuş uçmaz kervan geçmez Bodrum'larına sürmedik mi? Daha da yetmedi Yaşar Kemal'ler benzer nedenlerle mahkeme kapılarını aşındırmadı mı?Ama bakın, bir daha ve bir daha bakın; bu saydığım isimlerin hepsi de, bazıları hala hayatta olmasına karşın ders kitaplarında yerini aldı bile. Ülkemiz edebiyatının yüzü onlarla gülüyor. Yaşarken öldürmeye kalkıştığımız ve çoğunu öldürdüğümüz bu yazarlarımızın ardından hep oturup ağladık. Bu, ülkemizdeki gerçek sanatçıların kaçınılmaz kaderidir. İşte biz onları bu kadar seviyoruz aslında. Nedense sevgimiz hep de ölümlerinden sonra ortaya çıkıyor. Bunlar ölmeden, bunların değerini bilemiyoruz. Kaç aydını var bu ülkenin oysa değil mi?Herkes hatırlar Attila İlhan örneğini. Daha dün kaybettik onu çünkü. Ölümünden önce sağcı basın da solcu basın da ona hücum ettikçe hücum ediyordu. Öldüğü gün bu akınlar tersine dönmüş, hepsi karalar bağlamış, sütunlarında Attila İlhan ağıtları yakıyordu. Bunların aklı neredeydi ölümden önce? Yaşar Kemal'in yapıtlara onlarca dile çevrildi. Bu yapıtlar, bütün dünya ülkelerinde Türk kültürünü tanıtıyor. Ülkemizin kültürünü tanıtmak için devlet bütçesinden ayırdığımız tanıtım fonlarının yaptığı etkiden belki daha fazlasını yapmıştır Yaşar Kemal'in yapıtları. Bunları kaç kişi düşünüyor bu ülkede merak ediyorum. Bu yazarımızı "vatan hainliği" ile suçlamaya kalkışacak kişilerin, bu ülkeye ne verdiklerini sorgulamalarını öneririm. Bu ülkede benim ne kadar hakkım varsa Yaşar Kemal'lerin ve adını andığım bütün yazarların en az o kadar hakkı var diye düşünüyorum. Onları yargılamak yerine oturup kendimizi yeniden yargılamaya ve on yıllardır yaptığımız hatalardan dönmeye ihtiyacımız var. Norveçli bir misafirim vardı 1997'de. Bizim evimize geldiği gün daha tanışma faslı biter bitmez, edebiyat öğretmeni olduğumu duyunca dedi ki: "Yaşar Kemal'in evi yakın mı buraya?" Çok şaşırdım:-Yaşar Kemal'i nereden tanıyorsun. dedim.-Onun pek çok eserini okudum. Doğup büyüdüğü evi çok merak ediyorum, demez mi?Aynı gün bu edebiyat dostunu alıp Yaşar Kemal'in Kadirli-Osmaniye arasındaki Hemite Köyü'ne götürdüm üşenmeden. Köyün girişinde bir de Yaşar Kemal'in bir heykeli var. Bayan misafirimiz köyün camisini görür görmez:-Yaşar Kemal'in gözünü buralarda kör etmişler, dedi. İnanılmaz şekilde şaşırdım bu kez.Camiye iyice yaklaştık. Daracık bir yoldayız. Yüzünü camiye döndü, sonra birden tam arkasını göstererek:-Onun evi şurada olmalı, dedi.Yakınımızda olan bir köylü yaklaşıp selam verdi bize. Ona da sordum Yaşar Kemal'in evini. Olamaz böyle bir rastlantı. Evi doğru tahmin etmişti. Öyle güzel anlatıyor ki her şeyi. Adeta Yaşar Kemal'le kendi köyünü gezer gibi hissettim kendimi. Yer Demir Gök Bakır, Demirciler Çarşısı Cinayeti, Teneke, İnce Memet gibi pek çok romanını okumuştu. Hayatıyla ilgili en ince ayrıntılara varıncaya dek tanıyordu bizim yazarımızı.Ertesi gün öğrencilerim üzerinde mini bir anket yapmaya karar verdim. Ne de olsa ÖSS hazırlık yapıyordum ve öğrencilerim lise mezunuydu. Pazartesi derslerine girdiğim beş sınıfın beşine de aynı soruyu sordum: Yaşar Kemal'in eserlerini okuyan ve onu tanıyan var mı?Sonuç mu? Tahmin ediyorsunuz az buçuk, ama söyleyeyim: Her sınıfta Yaşar Kemal'in bir eserini okuyan ya bir öğrenci çıkıyordu ya hiç çıkmıyordu. Hatta öğrencinin biri şöyle demişti de şaka sanmıştım:-Hocam, Yaşar Kemal ne iş yapar?Üstelik bu anket, Yaşar Kemal'in memleketi Adana'da yapıldı. Başka bir ilimizde yapılsa ne olurdu acaba diye düşünmeyelim isterseniz. Bugün gençlerimize verdiğimiz edebiyat ve sanat bilincidir bu. Yakınmaya hakkımız yok artık. Eski bir cumhurbaşkanımızın Teksas, Tommiks merakını hepimiz hatırlıyoruz değil mi? Bir ülkenin cumhurbaşkanı Teksas,Tommiks okursa vatandaş hangi dünya klasiklerini okur sizce?Unutmayalım şunu ama, ne olur: Bu yazarlar, bu aydınlar hepimizin gözbebeğidir; bugün öldürmeye, hapse atmaya çalıştığımız kişiler yarın ardından ağlayacağımız kişiler olmasın! Geç olmadan uyanalım aman ha!
Nuri SAĞALTICI Yazar Eposta : nurisagaltici@hotmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder